• Yaş ve anksiyetenin yüksek olması travma sonrası
büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
• Çalışmak ve algılanan duygusal destek travma sonrası
büyümeyi artırmaktadır.
• Sosyal işlevlerin desteklenmesi travma sonrası büyümeye
olanak sağlar.
Giriş ve Amaç: Meme kanseri tanısı almak ve tedavi süreci hem hasta hem
de yakınları için travmatik bir deneyimdir. Meme kanserinden sağ kalanlarda
psikolojik dayanıklılığı ve olumlu yönde psikolojik değişimi artıran etmenlerin
bilinmesi önem taşımaktadır. Bu çalışmada, meme kanseri sonrası travma sonrası
büyümenin psikiyatrik bozukluk, sosyal destek ve stigma ile ilişkisinin araştırılması
amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmaya, meme kanseri teşhisi konulan 100 kadın hasta ve bu hastaların
100 akrabası dâhil edildi. Meme kanseri hastaları ile DSM-5’e göre yapılandırılmış
psikiyatrik görüşme yapıldı. Hastalara Travma Sonrası Büyüme Envanteri (TSBE),
Hastane Anksiyete Depresyon Ölçeği (HADÖ), Kanser Hastası Sosyal Destek Algısı
Ölçeği (KHSDAÖ), Kansere İlişkin Tutumları Ölçme Anketi (KİTÖA)-Hasta Versiyonu
uygulandı. Hasta yakınları Travma Sonrası Büyüme Envanteri, Hastane Anksiyete
Depresyon Ölçeği ve Kansere İlişkin Tutumları Ölçme Anketi (KİTÖA)-Toplum
Versiyonu ile değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların %40’ında en sık majör depresif bozukluk olmak üzere (%22)
psikiyatrik bir bozukluk tespit edildi. Travma sonrası büyüme ile yaş arasında negatif,
çalışıyor olmak arasında pozitif korelasyon saptandı. Psikiyatrik tanı varlığı ve
anksiyetenin yüksek olması ile travma sonrası büyüme arasında negatif korelasyon
tespit edildi. Duygusal/güvenli sosyal destek algısının büyümeyi artırdığı belirlendi.
Stigmanın bir alt itemi olan “iyileşmenin mümkün olmadığı düşüncesinin”yaşam
felsefesinde ve diğer insanlarla ilişkilerde olumlu bir değişim sağladığı belirlendi.
Hastanın yaşı ve hasta yakınlarındaki travma sonrası büyüme düzeylerinin hastanın
travma sonrası büyüme düzeyini yordadığı gösterildi (B=-0,499, p=0,021; B=0,211,
p=0,044, logistik regresyon).
Sonuçlar: Travma sonrası büyüme ile yaş ve psikiyatrik bozukluk varlığı negatif,
çalışmak ve sosyal destek pozitif ilişkilidir. Hasta yakınlarındaki travma sonrası
büyüme ve yaş yordayıcı özellik göstermektedir. Hastalıkla ilgili “iyileşmenin
mümkün olmadığı”yönündeki damgalayıcı tutum olumlu yönde değişimle ilişkilidir.
Bu tutum kanser tanısının o birey tarafından daha travmatik algılandığına, belki de
yadsımanın ortadan kalktığına ve hastalığın kabulüne işaret ediyor olabilir. Ölüm
gerçekliği ile yüzleşmek olasılıkla daha anlamlı bir yaşam ve kişilerarası ilişki için
daha derin bir değişime öncülük ediyor olabilir.
Anahtar Sözcükler: Anksiyete, depresyon, meme kanseri, sosyal destek, toplumsal
damgalama, travma sonrası büyüme